27 Eylül 2014 Cumartesi

İmeceli ve Üleşimli bir ağ yérliği Yönetimi

Bu yazıda, herhangi bir ağ sayfasında imeceli ve üleşimli bir yönetimiñ nasıl olması gerektiğini ve bunuñ nasıl uygulanabileceğini tartışacağım.

Önce terimlerde uzlaşalım.

İmeceli dérken, bir topluluğuñ bireyleriniñ uyumlu ve eşit katkılarıyla, belirli iş bölümleri yaparak ortak bir amacı çekip çevirmesi durumundan söz édiyorum. Buna köylerde rastlamak olanaklıdır. Kentlerde yaşayanlar ise bunu sanırım ilkokul kitaplarından anımsayacaktır. Bu kavramıñ Latincesi collectivus olup Türkçeye Fransızcadaki collective sözcüğünden kolektif olarak geçmiştir. İngilizceye de Fransızcadan collective olarak geçer.

Üleşimli dérken ise işleriñ herbiriniñ birey bazında paylaşılmış yetkiyle yapılmasını kast ediyorum. Yânî, topluluğuñ hiçbir bireyiniñ herhangi bir yétkiye sahip olmayacağını ancak bir yétkiniñ birkaç kişiniñ toplamıyla uygulanacağını añlatmak için bu sözcüğü seçiyorum. Bu kavramıñ adı hiçbir dilde yok, ancak kavramıñ kendisi ara sıra uygulanmaktadır. Örneğin bazı yönetimlerde veya bürokratik işlemlerde bazı şeyleriñ "ikili imzâ" ile yapılması, buna örnektir. İmzâ sahipleri ayrı ayrı hiçbir işlem gerçekleştiremez ancak ikisi imzâ attığında o iş gerçekleştirilir. Derneklerde veya öğrenci topluluklarında banka hesapları için ikili imzâ yapılması çok yaygındır. İşte bu örneklerde yétki iki kişiye üleştirilmiştir.

Kısaca; imece, "iş bölümü" ile ilgili iken üleşim, "yétki bölümü" ile ilgilidir. Örneğin alt-üst ilişkisiniñ olduğu hiyerarşik bir düzende imece olabileceği gibi, tersine imece bulunmayıp üleşim bulunabilir.

Ayrıca bélirtmek isterim ki, üleşimli ve imeceli bir yönetim asla anarşik değildir. Hatta anarşizmiñ tam tersidir. Çünkü anarşizmde her birey tek başına yétkilidir ve bu yétki herkeste bulunur. Oysa imeceli ve üleşimli bir yönetimde anarşizm kesinlikle gerçekleşmez. Çünkü bireyler tek başlarına hiçbir yetkiye sahip değillerdir, üstelik, imeceli ve üleşimli bir toplulukta yönetim diye bir düzen bulunmaktadır.

Yazı, iki bölümden oluşuyor: Kuram ile Uygulama. Birinci bölümde böyle bir yönetimiñ uyması gereken ilkeler tek tek ancak öz olarak irdelenecektir. Ardından ikinci bölümde bu ilkeleriñ uygulanması için neleriñ yapılacağı tek tek añlatılmıştır. Doğrudan uygulama kısmıyla ilgilenenler kuram kısmını atlayabilir, ancak düşünce olarak iknâ olmayanlar Kuram bölümündeki ilkeleri okuyarak yazıya başlasa daha yararlı olur.

Uygulama konusundaki beyin fırtınasında bulunan kuytukose.com eski üyeleri lake of the helldeadcalindocilis; turkcesivarken.com üyesi Bi50likdaha arkadaşlarımı anmak isterim. Çünkü bu yazı, aslında imece bir tartışmanıñ eseridir. Hepimiz bağımsız olarak bu fikirlere varıyorduk ancak Uygulama kısmını anca bir beyin fırtınasıyla aşabilirdik. Nitekim tartışmalarımız sürmektedir. Ben burada daha çok kendi savunduğum ancak tabii ki o tartışmalarda ortaya çıkan uygulama tercihimi añlatıyorum.


Kuram ve ilkeler.

İşiñ felsefesini tam añlamıyla tartışmayı başka bir yazıya bırakacağım. Burada daha çok ilkeleri tanıtıp üzerinde birkaç söz söyleyeceğim. Dileyen doğrudan mâvi başlıklarıñ olduğu aşağıdaki Uygulama bölümüne atlayabilir.


Üleşimli yétki ilkesi.

Bu ilkeye göre; hiçbir üye, tek başına bir yétkiyi kullanamamalı. Bir yétkiniñ bir iş için kullanılabilmesi, anca birden çok kişiniñ imzasıyla olanaklı olursa hem hiçkimse yétkili olmamış olur hem de yétki gerektiğinde kullanılabilir olur.

Örneğin "şu yazınıñ silinmesi" söz konusu olunca eñ az 2 (geñellikle 3) kişiniñ birden "evet silinsin" démesi gerekir. Buna yétkiniñ üleşilmesi veya paylaşılması dénir. Yânî 3 kişi anca 1 yétki étmektedir.

Bir yétki, ne kadar çok kişiye üleştirilirse, o yétkiniñ kullanılmasınıñ soñuçları o kadar uzlaşılmış soñuçlar olurlar. Ancak unutulmamalıdır ki kullanılabilmesi de bir o kadar güçleşir.

Örneğin tüm topluluğa üleştirilmiş "yazı silme" yétkisi, yazınıñ silinememesine neden olabilir, nitekim bir kişi illâ ki imzâ atmayacaktır. Oysa daha küçük bir alt topluluk bu konuda uzlaşmaya varmaya daha yatkındır. Bu dengeyi sağlamak, diğer ilkeleri sağlamaktan geçer.

Uygulama kısmında añlatacağım üzere, bu uzlaşmaya varması gereken alt topluluk; ana topluluğuñ içinden rastgele séçilerek ve yalñızca tek kullanımlık olarak oluşturulursa hem karakteristik bir uzlaşma hem de yétkiniñ hızlıca kullanılması söz konusu olur. (bkz. Uygulama » 1. Rastgele séçilmiş tek kullanımlık kurul)


Açık yönetim ve kapalı oy ilkesi.

Bu ilkeye göre; yönetimsel tüm kararlar ve tartışmalar, tüm üyelere açık olmalıdır. Gizli yapılan hiçbir tartışma, karar veya müdehâleniñ meşrû bir tabanı olamaz. Bu yüzden yönetime özel bir tartışma alañı veya kurul alañı vérilmemelidir. Ancak bu ilke, oy kavramını her zaman kapalı olarak şart koşar. Hangi kişiniñ hangi oyu attığı, hangi kararda ne düşündüğü bilgisi hiçbir zaman kendisi dışındaki kişilere paylaştırılamaz.

Örneğin, Uygulama kısmınıñ ilk altbaşlığındaki Rastgele séçilmiş tek kullanımlık kurul'uñ oyları ve kimlikleri gizli olacak ancak vérdikleri karar tüm üyelere duyrulacaktır. Böylece açık yönetim ilkesi ve kapalı oy ilkesi bir arada sağlanmış olur.


Güçler ayrılığı ilkesi.

Bir düzende üç erk bulunmaktadır: yasama, yargı ve yürütme. Bu erkler birbirine bağlı olamazlar. Ancak unutulmamalıdır ki bu erkler ancak ve ancak tüm topluluk üyelerinde birleşebilir.

Örneğin, Uygulama kısmında añlatıldığı üzere, Yürütme erki bir sitede yazılımıñ kendisi olursa, zaten Yürütme ile diğerleri ayrık olur. Öte yandan yasama yapan kişiler, yânî kuralları koyan kişiler, kendileri yargılama işini üstlenemez. Bu, rastgele seçilmiş tek kullanımlık kurul yönteminde ister istemez ayrışık bir yasama ve yargı olmasını sağlar. Yoksa ikisi ayrık alt topluluklardan seçilmelidir.


Öndersizlik ilkesi.

Önderli veya sahipli yönetimlerde -isterse sembolik olsun- her zaman önderiñ zaafı topluluğun kamburu olacaktır. Herkes, tek başına yetkilendirildiğinde veya etki gücü topluluğa ulaşacak kadar fazla olduğunda kendi kişisel zaaflarına yenik düşer. Bu kişioğlunuñ doğal bir özelliğidir. Bu yüzden önderiñ bulunması aslında topluluğuñ bir zaafıdır. O önder gitti mi topluluk kaosla karşılaşır. Oysa baştan öndersiz bir düzen oturmuşsa sorun olmayacaktır. Buna yargı sistemini örnek verebiliriz.

Yargıda önderler yoktur. Kararı, her hâkim, keskin çizilmiş kurallara uygun olarak tek başına ve kimseniñ etkisi altında kalmadan kendi özgür vicdânı ile vérir. Hâkimiñ uyması gereken bir hiyerarşi bulunmaz. Başka bir örnek de temsilci meclisleridir. Bu meclislerde eğer parti diktası yoksa, milletvekilleri kendi özgür iradeleriyle yasama işini yaparlar. Tabiî ki Türkiye'de TBMM'niñ üyeleri halk tarafından değil parti tarafından aday yapıldığı için ve seçimlerde vekillere değil partiye oy verildiği için TBMM, gerçek bir temsilciler meclisi sayılmaz. Partiler meclisidir.


Kişisel bilginin gizliliği ilkesi.

Üyeleriñ özel iletileri gizli tutulmalıdır. Geñelde site sahipleri, véri tabanına érişim yapabildiği için teknik olarak özel iletileri okuyabilir. Okuyanları da kesin vardır. O yüzden bunuñ engellenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.


Uygulama.

Buradaki sözü edilen uygulama, olabildiğince basit bir versiyon olması için tasarlanmıştır. Ayrıca ne kadar basit o kadar sağlam olur düşüncesiyle hareket édilmiştir. 

1. Rastgele seçilmiş tek kullanımlık kurul.

Uygulama kısmınıñ temeli burasıdır. İlkeleriñ birçoğunu sağlar ve aşağıdaki uygulamalarla da açıkları eñ aza indirgenir.

Yönetimsel işleri gerçekleştirebilmek için bir kurul oluşturulur. Bu kuruluñ üç ana özelliği bulunur:
- yalñızca tek bir göreve özgü oluşturulması,
- rastgele seçilmiş üyelerden oluşması,
- olumsuz kararın anca oy birliğinde verilmesi.

Kuruluñ amacı, herhangi bir karar için toplanıp olayı hükme bağlamaktır. Örneğin "bir yazınıñ silinmesi", "bir yazınıñ taşınması", "bir üyeniñ kovulması", "bir üyeniñ alımı", "bir uzman/bilirkişi seçilmesi", "bir kuralıñ belli bir şekle değişmesi", "bir oylamanıñ yapılması" gibi her türlü şeyi karara bağlamaktır.

Kurul, hiçbir zaman kalıcı olmamalıdır. Bir karar gereksinimi olduğunda sıfırdan bir kurul oluşturulur ve karar verildikten sonra o kurul dağılır. Bir soñraki kararda ise yeñi bir kurul oluşuturulur.

Kurul üyeleri, kararı verebilecek üyeler arasından tümüyle rastgele seçilir. Bazı uzmanlık gerektiren kararlarda kuruluñ seçileceği alt topluluk söz konusu olabilir, ancak bilgi açısından herkesiñ yapabileceği bir durumda her zaman üyeleriñ tümü üzerinden rastgele seçilmelidir.

Seçimle değil de rastgele yapılmasınıñ getirilerini saymak gerekirse,

- Seçim olsaydı, soñuç, kişileriñ kişisel özelliklerine bağlı çıkardı. Oysa biz, zaten işi yapabilecek kişiler arasından işi yapması için herhangi birini istiyoruz. Karizmatik olanını, yakışıklı olanını, adı güzel olanını değil.

- Rastgele olması, her seferinde topluluğuñ karakteristiğini yansıtacak kararlar olacağı añlamına gelir. Buna istatistikte Monte Carlo yöntemi dénir. Örneğin bir fonksiyonuñ integralini hesaplamak için tüm değerlerini tek tek alıp toplamak bilgisayar için olanaklı değildir. Oysa rastgele yeterli sayıda değeri toplamak olanaklı olup soñucu oldukça iyi bir duyarlılıkla vérir. Bu sâyede, fizikten biyolojiye, sosyolojiden ekonomiye birçok alañda gerçek duruma uygun beñzetimler (simülasyonlar) yapılabilmektedir. Burada da aslında rastgele kurul oluşturarak, tüm topluluğuñ gerçek karar añlayışını beñzetimliyoruz (simüle édiyoruz). Bu yüzden istatistiksel olarak sağlıklı bir yöntemdir.

- Olumsuz kararıñ anca oy birliğiyle alınması, aslında çok önemli soñuçlar vérmektedir. Öncelikle bir toplulukta iki tür hareket vardır. Biri, tutuculuk; biri de yeñilikçilik. Bu ikisi her zaman var olur ve gerçekten gereklidir. Bu iki hareketiñ dengede olması gereklidir. Nitekim, belli bir sorunla karşılaşan topluluk, o sorunuñ çözümleri için hem yeñiliklere açık olmalı hem de tutucu olmalıdır. Çünkü yeñilik olsun diye topluluğa zarar vérecek bir şey yapılmamalıdır, öte yandan, yeniliğe de kapalı olmak topluluğa ayrı bir zarardır. İşte olumsuz kararıñ anca oy birliği ile alınması, bu dengeyi sağlayacaktır karar bazında. Çünkü var olan bir durumuñ sürmesi, tek kullanımlık (toplumuñ karakteristiğini yansıtan) kuruldaki bir kişiniñ bile karşı oy kullanmasıyla gerçekleşir. Böylece durumuñ gerçekten sürmesi gerekmiyorsa (veya sürmemesi gerekiyorsa) bir şekilde aynı karar için yeniden başka bir kurul toplandığında belli olacaktır.

Bu kurula atanmış kişiler hiçbir şekilde kim oldukları bilinmeyecek şekilde oy kullanmalılar. Veritabanında hiçbir zaman kimiñ hangi görev için hangi oyu kullandığı tutulmamalı. Belki görev sırasında tutulması gerekir ancak soñra silinmelidir. Bu güvence vérildiği takdirde rastgele seçilmiş üyeler, kendi vicdanlarıyla baş başa karar verebilecektir.

2. Açık kod, kapalı véri

Kodlar, tüm üyelerin denetimine açık olacak. Véritabanı yalñızca kodlarıñ érişimine açık olup hiçbir üyeniñ érişemeyeceği sahipsizlikte bulunacak. Démek istediğim, véritabanına kimse doğrudan érişme hakkına sahip olmamalı. Onuñ yérine yalñızca yazılımda véritabanı érişime açık olmalı.

Bunu yapabilmek güçtür. Ancak véritabanına érişimiñ yalñızca sunucu içerisinden olması sağlanırsa bu gerçekleşmiş olur. Örneğin phpmyadmin érişimi kapatılmalıdır. Böylece véritabanı şifresi bilinse bile bir işe yaramayacaktır.

3. Yürütmeniñ yazılım olması

Gerçek hayatta yürütme erki; bürokratlar, polisler, askerler ve memurlardan oluşur. Oysa sanal dünyada bu tür görevleri kişileriñ getirmesine gérek yok, doğrudan yazılımımız bu görevleri yapacaktır. Örneğin, biri bir yazıyı şikâyet (suç duyurusu) éttiğinde dilekçeyi bir memura vermesi gerekmiyor, bir form doldurup "gönder" düğmesine basması yeterli. Ardından siteniñ yazılımı tek kullanımlık rastgele kurulu otomatik olarak atayacaktır.


4. Yasama ve Yargınıñ ayrılığı

Kuralları koyan kişiyle o kurala göre yargılayanıñ aynı kişi olmaması durumudur. Aynı şekilde bir içerik şikâyet edildiğinde, onu yargılayacaklar arasında şikâyetçi bulunamaz.

Tek kullanımlık rastgele kurullar, birbirinden bağımsız atandıkları için, yasama ve yargı kendiliğinden ayrık olur. Bu yüzden uygulamada kolaylıkla aşılan bir durumdur.


5. Alañ adı ve Barınma sorunsalı

Geldik zurnanıñ zırt dediği yére...

Alañ adı ve barındırma, tüzel bir kişilik olmadığı sürece, bireysel bir aidiyettir. Aslında bir barındırma (hosting) şirketinden bir alañ hizmeti satın aldığıñızda, onlarıñ şirketlerinde bulunan bir bilgisayarda bir alañ ve kullanıcı adı kiralamış oluyorsuñuz. Oradakiler, kiraladığıñız alaña erişebilirler ancak bunu yapmamaları umulur. Bu yüzden zor bir sorundur. Ancak daha önemlisi, bireysel satın alınmış bir alaña imeceli ve üleşimli bir yönetime sahip bir site yapma sorunsalıdır.

Alañ barındırmasını satın alan kişi, diğer üyelerden farksız haklara nasıl sahip olacak? Bu sorunu çözmeniñ bir yolu, véritabanını dışarıdan erişime kapatmaktır (cPanel veya phpmyadmin bile olmayacak). Yalñızca sunucu üzerindeki php kodları véritabanından véri çekebilecek, onu da site için yapacak. Kodlar da açık erişimli olursa denetlenebilecektir.

Bu konu tartışmaya açık bir sorun olarak kalmıştır.